Soldaki ve Sağdaki Acz ve Fakr Yaraları

Acz ve fakr yaralarımızdan (dertlerimizden) haberimiz vardır. Şu parçada acz yarasının sol tarafta, fakr yarasının da sağ tarafta olduğu söyleniyor:

“Sonra sol tarafıma bakıyorum, görüyorum ki: Nihayetsiz bir acz ve o hadsiz aczden neş'et eden derin bir yaram var ki,...”

“Sonra sağ tarafıma bakıyorum, görüyorum ki: Nihayetsiz bir fakr ve hadsiz bir ihtiyaçtan dehşetli bir çıban…”

Acz ve fakr yaralarının neden solda ve sağda olduğu hakkında farklı yorumlar yapılabilir. Bunun bir sebebi, sağ el kudreti temsil ettiğinden, acziyet sol tarafa daha çok yakışıyor. Sağ elin kudreti temsil etmesiyle ilgili akla şu hadis geliyor:

“Rabbimin iki eli de sağdır, mübarektir.” Tirmizi

Bir başka sebep de acziyetin gelecek ile, fakriyetin de geçmiş ile alakalı olması. Acziyet gelecekle alakalı, çünkü bir sonraki ana varlık veremiyoruz. Varlığa meftun olduğumuz halde ne kendimize ve ne de başkalarına varlık verememek bizi nihayetsiz bir acziyete düçar ediyor. Fakriyet de geçmişle alakalı, çünkü geçmişte kalarak elimizden çıkan varlık bizi fakir bırakıyor.

Aşağıdaki parçada geçmiş sağ tarafa, gelecek de sol tarafa yerleştirilmiş:

“Ben sağ tarafıma [geçmişime] baktım, nihayetsiz bir zulümat içinde bir mezar-ı ekber gördüm, yani tahayyül ettim. Sol tarafıma [geleceğime] baktım; müthiş zulümat dalgaları içinde azîm fırtınalar, dağdağalar, dâhiyeler hazırlandığını görüyor gibi oldum.” 23. Söz

Sağdaki mezar-ı ekber fakriyet yarasını derinleştiriyor, çünkü tüm kaybedilenler oraya gömüldü. Soldaki yani gelmesi beklenen fırtınalar, dağdağalar ve dahiyeler (belalar) ise acziyet yarasını derinleştiriyor.

Bu yaraların sağa mı yoksa sola mı yerleştirildiği o kadar da önemli olmayabilir. Esas önemli mesele yaraların iki kategoriye ayrılması. İkiye ayrılması gerekiyor, çünkü bir yara (acziyet) varlığın devam ettirilememesi ve artırılamaması ile ilgiliyken, diğer yara (fakriyet) varlığın azalması ve elde tutulamaması hakkında. Bunu zihnimizde şu şekilde kodlayabiliriz:

Varlığın artmasını istemek => acziyet

Varlığın azalmasından rahatsız olmak => fakriyet

Varlığın artmasının ve azalmasının iki ayrı derdi netice vermesinin bir kasıt üzere olduğunun izleri sinir sisteminin yapısında bile görülebiliyor. Mesela aşağıdaki şemaya göre [1] en basit bir beyinde bile varlığın artışını kodlayan nöronlarla azalışını kodlayan nöronlar birbirinden farklı:

Varlığın hem artışını ve hem de azalışını aynı nöron kodlayabilirdi, ama öyle değil. Sizce de ilginç değil mi?

Bu da demektir ki, acz ve fakr yaraları en basit hayvan türlerinden başlayarak tüm canlıların sinir sistemlerine birbirinden ayrı devreler olarak kodlanmış. Hayvanlar bu yaraları kendi seviyelerinde tecrübe ediyor. İnsanın tecrübesi ise en kapsamlı seviyede; yani onun bu iki yarası nihayet derecede derin.


  1. [1] Kaynak: “A Brief History of Intelligence,” Max Bennett