İnsanın Tadı ve Kokusu
Rasulullahtan (asm) rivayet edilen enteresan bir hadis var:
“Kur’an okuyan mü’min portakal gibidir: kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir: kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’an okuyan münâfık fesleğen gibidir: kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münâfık ise acı-elma (citrillus colocynthis) gibidir: kokusu yoktur ve tadı da acıdır.”
Burada yapılan tasviri aşağıdaki tablodaki gibi özetleyebiliriz:
| Kur’an okuyor mu? | Koku | Tat |
Mü’min | ✅ | ✅ | ✅ |
| ❌ | ❌ | ✅ |
Münafık | ✅ | ✅ | ❌ |
| ❌ | ❌ | ❌ |
İman edince tadımız, Kur’an okuyunca da kokumuz oluyor bu hadise göre. O halde akla gelen soru şu: koku ve tat insanın hangi özelliklerini temsil ediyor?
Koku etrafa yayılır. Mesela bazen bir meyve bahçesinin yanından geçerken burnumuza güzel meyve kokuları gelir. O kokulardan bahçenin sahibi başta olmak üzere herkes istifade edebilir. Meyvenin tadını ise ancak onu yiyen tadar. Tat sadece yiyeni ilgilendirirken, koku pek çok kişiyi alakadar edebilir.
Benzer şekilde, insan imanının tadını kendisi tadar, yani buradaki ve ahiretteki faydasını kendisi görür. Başkası onun imanının faydasını göremez. Öte yandan kişinin güzel kokusu, yani başkalarının o kişiden faydalanması Kur’an okuyup okumadığına bakıyor yukarıdaki hadise göre. Kur’an okumayı düz okumadan ziyade, insani temel sorulara cevap bulmak maksadıyla tefekkür ederek okumak ve paylaşmak şeklinde düşünmek lazım. Kendi sorularına Kur’an’dan cevaplar bulan bir kimse, başkalarının sorduğu benzer soruları da cevaplayabilir, yani kokusu onlara ulaşır.
Burada akla şöyle bir soru geliyor: Kur’an okumayan bir insanın nasıl kendisine fayda veren bir tadı/imanı olabiliyor? Benim buna cevabım, imanının sıfır seviyesinde olmadığı ve fakat ilerleme de göstermediği şeklinde. Kur’an okuyan kimse sürekli yeni sorular/cevaplar peşinde olduğundan, kendisi imanını ileri bir seviyeye taşıyabildiği gibi, diğer öğrencilere de güzel bir örnek oluyor. Kur’an okumayan kimse ise kendisini tekrar ediyor.
Münafık denen kategorideki bir kimse o halde kaldığı sürece Kur’an’ın faydasını görmüyor, yani tadı olmuyor. Kur’an’dan insani sorularımıza cevaplar bulmamız güzel, fakat esas mühim olan bulduğumuz cevapları içselleştirerek kişisel bir dönüşüm yaşamak, ki buna iman etmek deniyor. Bunun için de biraz halden memnuniyetsizlik ve değişmeye dair iştiyak lazım. Değilse, Kur’an’a dair yığınla bilgi toplasak ve ağzımız güzel laf yapsa (kokumuz olsa) da, kendimize bir faydamız (tadımız) olmuyor.